Türk-Yunan hattında gizli arabulucu: Almanya
Dr. Ronald Meinardus, Türk ve Yunan makamları arasında Almanya’nın arabuluculuğunda kapalı diplomatik temaslar olduğuna işaret ederek, görüşmelerin arka planını DW Türkçe için yazdı. İnsanların topluluk önünde konuşabilecekleri ve zımni alanla ilgili konular var. Bu, gerçek hayatta olduğu kadar siyasette ve özellikle uluslararası siyasette de geçerlidir. Yunanistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerde zımni diplomasi her zaman değerli bir yere sahip olmuştur. Halk, kapalı kapılar ardında cereyan eden bazı hadiseleri hiç öğrenmemiş veya yıllar sonra siyasetçi ve diplomatların hatıralarından ve tarihi arşivlerden öğrenmiştir.
Yunanistan Başbakanı Kriyakos Miçotakis ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerin Noel öncesi düzenlediği Yunan-Türkiye görüşmesine ilişkin kamuoyuna çok az bilgi sızdırıldı. Bildiğimiz tek şey, Yunanistan Başbakanlık Diplomasi Ofisi Başkanı Anna-Maria Boura ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın isimlerden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Avrupa Zirvesi’nin ardından Aralık ayı ortasında Brüksel’deki Almanya temsilciliğinde bir araya geldiği. Birlik zirvesi.
Almanya Şansölyeliğinin en değerli dış politika danışmanlarından Jens Plötner’in de masada olduğu biliniyor. Plötner’in 2017-2019’un ortalarında Atina’da Alman Büyükelçisi olarak görev yapmış olması ve orada hala mükemmel bağlantıları olması da önemlidir. Brüksel’deki görüşmeye ilişkin ne bir küme fotoğrafı ne de resmi bir açıklama yayımlandı. Görüşmenin ardından Yunan ve Türk basınında yer alan tek haber, görüşmenin Alman tarafının inisiyatifiyle gerçekleştiği ve donan ikili bağlantı kanallarını canlandırmayı amaçladığı oldu.
Gizli görüşme şaşkınlıkla karşılandı
Yunanistan ile Türkiye arasındaki diplomatik trafik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen baharda Miçotakis ile artık görüşmeyeceğine dair diplomatik olmayan açıklamasının ardından fiilen durma noktasına geldi. Yunan medyasının “Miçotakis Yok” olarak adlandırdığı olay sonucunda iletişim kanalları -bildiğimiz kadarıyla- sessizliğe büründü. Bu diplomatik sessizliğe, Atina ve Ankara’nın egemenlik haklarının sona erdirilmesi konusunda çatıştığı Ege Denizi’nde düşmanca söylemlerin tırmanması ve tekrarlanan olaylar eşlik etti. Bu hararetli ortamda Alman hükümeti alenen Yunanistan’ı birden fazla kez desteklemiş ve Türkiye’nin politikalarını eleştirmiştir. Hatırlayalım: Almanya’nın tutumu özellikle Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un geçtiğimiz Temmuz ayında Yunanistan ve Türkiye’ye yaptığı ziyaret vesilesiyle belirginleşti. Berlin’den gelen sert eleştiri, yıllardır Angela Merkel ile güvene dayalı ilişkiler kurmaya alışmış olan Türk hükümetini şok etti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Almanya geçmişte dürüst bir arabuluculuk yaptı” diye yakındı, “Ama maalesef son dönemde bu dengenin bozulduğunu görüyoruz.” O zamandan beri Ankara, Almanya ve Avrupa Birliği’ni Türk-Yunan sorunlarına ilişkin açıklamaları nedeniyle defalarca eleştirdi ve Batı’yı dengesiz olmakla suçladı. Bu çerçevede, Erdoğan’ın Almanya’nın arabuluculuğunda gerçekleştirilen gizli Türk-Yunan görüşmesini kabul etmesi, birçok gözlemci için sürpriz oldu. Atina’daki önde gelen bir Alman diplomat, “Bir odada oturmaları bile bir mucize” dedi.
Alman hükümet sözcüsü, “Görüşmelerin içeriği gizlidir ve mantıklı olan da budur” diyerek fazla ayrıntı vermedi. Siyasi açıdan değerli olan şu cümleyi ekledi: “Yunanistan Başbakanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı, Almanya’nın böyle bir görüşmenin faydalı olup olmayacağı sorusuna çok olumlu yanıt verdi.”
Hükümet sözcüsü daha sonra başka görüşmelerin de yapılacağını ancak her şeyin bilinmediğini ekledi.
Almanya’nın Kıbrıs girişimleri
Almanya’nın arabuluculuğu sadece Türk-Yunan ilişkileri ile sınırlı değil; aynı zamanda Kıbrıs’ı da içine alıyor. Berlin ile Lefkoşa arasındaki diplomatik ilişkiler geçen yıl benzeri görülmemiş bir yoğunluk yaşadı. Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades Berlin’i ziyaret etmiş, ardından Almanya Savunma Bakanı Kıbrıs’a gitmişti. Bu da gösteriyor ki Kıbrıs Almanya ilişkilerinin bir de askeri boyutu var. Birkaç gün önce Kıbrıs Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis de Almanya’daydı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Berlin’de düzenlediği ortak basın toplantısında, “Adanın bölünmesi bir analiz olamaz.” dedi. Berlin’in “durumu sakinleştirmek için elinden gelenin en iyisini yapmaya” devam edeceğini de sözlerine ekleyen Baerbock, Kıbrıs’ın Almanya’nın dayanışmasına güvenebileceğinin altını çizdi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Kasulidis de alışılmadık bir açıklıkla bunların boş sözler olmadığının ve Berlin’in Türkiye ile gerilimi azaltmak için başarıya ulaşmaya çalıştığının altını çizdi. Kasulidis, Deutsche Welle’ye yaptığı açıklamada, “Almanya’nın Türkiye ile dostane ve işbirlikçi bir zeminde konuşabilecek durumda olduğunu” belirterek, detayları konuşamayacağını ancak Türkiye’nin Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesine girmediğini sözlerine ekledi. 2022’de Türk ve Kıbrıs Türk tarafının açıklamalarına rağmen Maraş’ta. Herhangi bir işlem yapmadığını söyledi. Kıbrıslı Bakan, 2022’de tüm bunların olmadığını, kelimenin tam anlamıyla “biraz Almanya’ya borçluyuz” değerlendirmesinde bulundu.
Alman hükümetinin kapalı arabuluculuğunun somut sonuçlarını büyük bir açıklıkla ortaya koyan Kıbrıslı Bakanın sözleri inanılmaz. Yunan veya Türk hükümetlerinin, Alman takviye kuvvetleriyle yaptıkları kapalı görüşmeler hakkında bu kadar şeffaf bir şekilde rapor vermelerini beklemek zor. Çünkü batı diplomasisinin başarısı büyük ölçüde gizliliğe bağlıdır. Bu açıdan, tüm detayların halka açıklanmamasının zarif bir tarafı da var.